EKONOMİ
Üretimin artması ve çeşitlenmesi sonucu ticaret gelişmiştir. Takas yoluyla yapılan ticaret, uluslararası bir nitelik kazanınca, ticarette para kullanma ihtiyacı doğmuş ve bu ihtiyacın sonucunda Lidyalılar tarafından ilk kez para kullanılmaya başlanmıştır. Paranın kullanılması ticareti kolaylaştırmış ve uluslararası ticareti geliştirmiştir.
Bazı topluluklar (Yunanlılar, Asurlular) uluslararası ticaret yaparak zenginleşmişler, kendi toprakları dışında ticari üsler (koloniler) kurmuşlardır. Bu durum ticaret kadar kültür alışverişini de geliştirmiştir (Kolonizasyon faaliyetleri). ilk Çağ’da Fenike, iyon, Asur gibi medeniyetlerde kolonicilik faaliyetleri görülmüştür.
Ülkeleri dışında ele geçirilen toprakları kendilerine bağlayarak, bazen de kendi vatandaşlarını o bölgeye yerleştirerek genellikle ticari faaliyetlerde kullanmak amacıyla oluşturulan idarelere “koloni” denir. Bu kolo nilerin, devletin idaresinde aktif olarak kullanılmasına da “kolonicilik” denir.
İlk Çağ’ın başlıca tüccar kavimleri şunlardır: Asurlular, Fenikeliler, Lidyalılar, Soğdlar, Yahudiler.
Uluslararası ticaretin gelişmesi sonucu önemli ticaret yolları ortaya çıkmıştır. Bu yolların önemlileri şunlardır. Lidya’nın bı;ışkenti Sardes’i, Pers’in başkenti Sus’a bağ layan Kral Yolu; Çin’i Orta Asya üzerinden Anadolu’ya bağlayan İpek Yolu; Hindistan’, Mısır’a bağlayan Baharat Yolu ve Sibirya’dan geçen Kürk Yolu’dur.
Tarımla geçinen toplumlarda kuraklığın, beraberinde kıtlığı getirmesi önemli bir sorundu. Bu bölgelerde “artı ürün” üretmek ve bunları depolamak son derece önem liydi. Artı ürüne sahip olan yerleşim merkezleri avantajlı duruma geçti ve bu durum onlara güç kazandırdı. Ay rıca artı ürün, diğer ihtiyaçların karşılanması için değiş tokuşu geliştirdi ve çiftçilik dışında yeni meslekler ortaya çıkardı. Çiftçi, esnaf, tüccar, din adamı, savaşçı gibi yeni sınıflardan oluşan daha büyük topluluklar şehir toplumu nun doğmasını sağladı.
DİN
Çağın genelinde çok tanrılı (politeizm) dinler görül müştür. Bu dinlerin bir kısmında ahiret inancı varken bir kısmında yoktur. Ölülerin mezara eşyalarıyla gömülmesi ve mumyalanması ahiret inancına kanıt gösterilebilir.
Çok tanrılı dinlerin dışında Uzak Doğu’da Budizm ve Konfüçyanizm; Orta Asya’da Şamanizm, Manihaizm ve Göktanrı inancı, Hindistan’da Hinduizm ve Brahmanizm; İran’da Zerdüşlük ve Mecusilik; Orta Doğu,
Afrika’nın bir bölümü, Ön Asya ve Avrupa’da ise Hristiyanlık ve Yahudilik yaygınlaşmıştır.
İlk Çağ’ın başlarında Orta Doğu’da Hz. Musa’nın tebliğ ettiği Musevilik, İbraniler (İsrailoğulları) arasında yaygınlaşmıştır. İlk Çağ’ın sonlarında ise aynı bölgede Hz. İsa’nın tebliğ ettiği Hristiyanlık yayılmıştır. Pagan Roma İmparatorluğu Yahudileri bölgelerinden sürmüş, Hristiyanlığı ise ilk dönemlerinde yasaklamıştır. Roma imparatorluğu’nda 313 Milano Fermanı ile serbestleşen Hristiyanlık kısa sürede geniş alanlara yayılmıştır.
TOPLUM
İlk Çağ’ın başlarında insan, tabiata tam hükümran bir konumda değildi. Nüfus, yaşam koşullarının uygun olduğu yerlerde yoğunlaşmıştır.
Maden Devri’nde başlayan şehirleşme İlk Çağ’da gelişmiştir. Genellikle mabetlerin etrafında oluşan şehirleşme sonucu şehir devletleri ortaya çıkmıştır.
Çağın genelinde sınıflı toplum yapısı yaygındır. Sınıflı toplum yapısının zaman içinde derinleşmesinde ta rım ekonomisinde istihdam edilen farklı emek türleri (hür köylü, toprağa bağlı köylü, serf ve köle emeği) ile iktidar mücadeleleri etkili olmuştur.
Tarım ve ticaretle uğraşanlar yerleşik bir yaşam sürer ken, hayvancılıkla uğraşanlar genellikle konar-göçer bir yaşam sürmüşlerdir. Konar-göçer ve yerleşik hayat tarzları Erken İlk Çağ’dan itibaren birbirlerini tamamlayan ve coğrafi şartlara bağlı olarak ortaya çıkan hayat tarzlarıdır.
İlk Çağ’da insan toplulukları; geçim imkanını kaybet me, iklim değişikliği, politik değişiklikler, dini baskı lar vb. sebeplerle kitlesel göçler yaşamışlardır. Bu önemli göç hareketlerine; Kavimler Göçü, Ege Göçleri, İç Asya’dan göçler, Filistin’den Yahudi sürgünleri, ilk Hristiyanların Roma baskısından kaçmaları örnek olarak gösterilebilir.
Çağ’ın Önemli Ticaret Yerleri
Agora: Şehir devletlerinde ticari faaliyetlerin yapıldığı yer olup kent meydanı, çarşı, pazar yeri anlamına gelmektedir.
Han: Kervanların konakladığı, malların depolandığı, atöl yelerin bulunduğu ve ticaretin yapıldığı yerlerdi.
Arasta: Aynı esnaf grubuna ait dükkanlardan oluşan pa zar yerleridir.
Bedesten: Farklı ürünlerin satıldığı kapalı çarşılardır. Rlbat: Daha çok korunma, savunma ve askeri amaçlı inşa edilen karakollardır. Zamanla işlev değiştirerek ticari konaklama amacıyla kullanılmaya başlanan ribatlar, daha çok kervansaray olarak işlev görmeye başladılar.
Kervansaray: Kervanların güvenliği ve konaklaması için ana yol kenarında inşa edilen yapılardır. Sosyal işlevlere de sahip olan kervansaraylar, ticaretin güvenliğini ve canlılığını sağlamışlardır.
HUKUK
Tarih Öncesi Devirlerdeki sözlü hukuk geleneği, İlk Çağ’da yazılı hale gelmiştir.
İlk Çağ’ın en önemli yazılı hukuk metinleri şunlardır:
Urkagina ve Hammurabi Kanunları, Hitit Hukuku, So lon ve Klistenes Kanunları, On iki Levha Kanunları, Justianus Kanunları ile Kutsal Kitaplardır (Tevrat ve İncil).
İlk yazılı hukuk kuralları, “Urgakina Kanunları”dır.
Sosyal sınıf çatışmaları, hukuk kurallarının gelişme sinde etkili olmuştur. Bu doğrultuda doğan Roma hukuku (12 Levha Kanunları) bugünkü Avrupa hukukunun temelini oluşturmuştur.
Bazı toplumlarda (Mısır), kralın sözleri Tanrı buyruğu kabul edilmiş ve yasa olarak uygulanmıştır. Bu tür toplumlarla göçebe yaşam süren toplumlarda (Türk ler ve Moğollar) yazılı bir hukuk sistemi uzun yıllar oluşamamıştır.
Bazı toplumlarda (Babiller) sert hukuk kuralları (Hammurabi Kanunları) uygulanırken bazı toplumlarda (Hi titler) ise daha insancıl hukuk kuralları uygulanmıştır. Hititlerde medeni kanun ve ceza kanunu büyük gelişme göstermiştir.
Hukuk sistemlerinin oluşmasında; hükümdar buyrukları, gelenek ve göreneklerin yanında kutsal kitaplar da her devirde belirleyici olmuştur.
ORDU
Ordular genellikle yaya ve atlı askerlerden oluşmuştur.
Bazı toplumlar (Lidyalılar) savunmalarını tamamen paralı askerler vasıtasıyla yaparken, bazı toplumlar (Türkler) ordularında paralı askerlere yer vermemişlerdir.
Toplumlar, savunma sorunlarını ordular yanında, sur lar yaparak gidermeye çalışmışlardır (En önemli örnek Çin Seddi’dir).
İlk düzenli orduyu Akadlar kurarken, onluk sisteme dayalı ordu sistemini Hunlar oluşturmuşlardır.
Hun hükümdarı Mete Han, Makedon Kralı Büyük İskender gibi askeri dehalar; oluşturdukları ordu lardaki teşkilat yapısı, teçhizat (başlıca harp aletleri ve silahlar) zenginliği ve doktrin (strateji ve taktikler) derinliği açısından kendilerinden sonraki dönemleri etkilemişlerdir.
İlk Çağ toplumlarında (Örneğin Sümerler) askerlik genellikle soylulara ait bir meslek kabul edilse de savaş durumunda eli silah tutan her erkek asker sayılırdı. Kralın muhafızlığını yapan bir asker, kadro her zaman vardı ve ihtiyaç halinde paralı askerler de orduya alınırdı. Dolayısıyla ordular; ücretli askerlerden, gönüllülerden ve krala ait kentte oturan ve masrafları kral tarafından karşılanan erkeklerden oluşurdu.
İnsanlığın İlk Dönemleri’nin Önemli Hukuk Metinleri
Urgakina Kanunları: Sümerler tarafından oluşturulmuş ilk hukuki metinlerdir.
Hammurabi Kanunları: Urgakina Kanunlarının geliştirilmiş hali olup sert yaptırımlar (kısasa kısas) içerir. Hitit Kanunları: İlk medeni hukuk kurallarıdır. Sert yaptırımlar içermez.
On Emir: İsrailoğulları’nın Mısır’dan çıkışlarından son ra Sina Dağı’nda Tanrı tarafından Hz. Musa’ya bildirilen emirlerdir.
Oniki Levha Kanunları: Günümüz Avrupa hukukunun temelini oluşturan kanunlar olup, Roma toplumundaki patrici (soylular) ve pleb (halk) arasındaki sınıf müca delesi sonucu hazırlanmıştır.
Justinianus Kanunları: 12 Levha Kanunları’nın geliştirilmiş halidir.
Drakon, Solon ve Kleistenes Kanunları: Antik Yunan’da hazırlanmış olup, sınıf farklılıklarını azaltmayı amaçlamıştır.