FEODALİZM
ÖZELLiKLERİ
- Merkezi otorite yoktur.
- Kralların yetkileri, geniş toprak sahipleri (feodal beyler / derebeyleri) ara sında paylaşılmıştır.
- Ekonominin temeli tarımdır. Ticaretin gelişmediği kapalı bir tarım ekonomisi vardır.
- Zenginlik ölçütü tarımdır.
- Eşitliğin olmadığı ve halkın sınıflara ayrıldığı bir toplumsal düzen vardır. Bu düzende derebeylerine süzeren (koruyan), himaye edilenlere ise vassal (korunan) denmiştir.
- Katolik Kilisesi, gücünü daha çok artırabilmek için derebeylerini desteklemiştir. Dolayısıyla kilise ile feodalite ortak menfaatleri gereği dayanışma içinde olmuştur.
ORTAYA ÇIKIŞ NEDENLERİ
- Merkezi otoritenin zayıflaması
- Avrupa’da, Kavimler Göçü sonrası yaşanan karmaşa sonucu, Roma İmparatorluğu önce Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmış (395), bir süre sonra da Batı Roma İmparatorluğu yıkılmıştır (476). Bu durum, Avrupa’da merkezi otorite boşluğu doğurmuştur. Bu boşluktan yararlanan derebeyleri bulundukları bölgelerin yöneticileri ve sahipleri haline gelmişlerdir.
- Derebeylerinin, toprakları nı Narman, Hun ve Viking saldırılarına karşı kendi güçleriyle korumak zorunda kalması
YIKILIŞ NEDENLERİ
- Haçlı Seferlerine katılan çok sayıdaki derebeyinin Avrupa’ya geri dönememesi
- Haçlı Seferleri sonrası barutun Avrupa’ya getirilmesi
- İstanbul’un fethi ile büyük topların güçlü surları yıkabi leceğinin anlaşılması
- Derebeylerin en büyük gücü kalın surlarla çevrili şatolarda yaşamalarıdır.
- Coğrafi Keşifler sonrası ticaretin gelişmesi ve burjuva sınıfının güçlenmesi
- Ticaretin gelişmesi tarımı; değerli madenler ve para sayesinde burjuva sınıfının güçlenmesi ise derebeylerini geri plana itmiştir.
- Sanayi Devrimi sonrası köylerden kentlere göçlerin artması
- Bu durum toprağa bağımlılığı azaltmıştır. Unutulmamalıdır ki feodal sistem toprağa dayalıdır.
- Fransız Devrimi sonrası eşitlik ve insan haklarının önem kazanması
- Feodal sistem eşitsizlik temeli üzerine kuruludur.
AVRUPA FEODALİTESİNDEN TÜRK FEODALİTESİNİN FARKLARI
Avrupa’da toprak ve üzerindeki köylüler derebeylerinin malı statüsündedir. Türkler de ise toprağın büyük kısmı devlete ait olup hizmet karşılığı bazı kişilere sadece kullanım hakkı verilmiştir. Görevi bittiğinde toprak kişinin elinden alınmıştır.
Avrupa’da köylü köle iken Türklerde özgürdür ve kölelik yoktur. Türk devletlerinde merkezi otorite güçlü olduğundan, feodal güçlerin Avrupa’da olduğu gibi kanunsuz davranışları engellenmiştir.
Avrupa’da derebeylerin (süzeren) korunanlar (vassal) üzerindeki hakları sınırsızdır. Türklerde ise yöneticilerin hakları yasalarla belirlenmiştir.
Feodalite/Feodalizm/Derebeylik: Siyasi ve askeri gücü elinde bulunduran geniş topraklara sahip derebeyler (senyörler) sınıfı ile bu sınıfın egemenliğine bağlı köleler sınıfının, toplumsal yapının temelini oluşturduğu sosyal düzendir.
AVRUPA FEODALİTESİ (DEREBEYLİK)
- Merkezi otoritenin zayıflaması sonucu (Kavimler Gö çü sonrası) ortaya çıkmıştır.
- Toprağın ve toprakta yaşayanların sahibi derebeyleridir.
- Parçalanma sonucu her bölgenin başındaki kişiye derebeyi, bu sisteme ise derebeylik denir. Senyör, denilen derebeylerinin en büyüğü kraldır. Derebeyler den sonra sırasıyla dükler, kontlar, baronlar, vikontlar ve şövalyeler gelir.
TÜRK FEODALİTESİ (BOYLAR / BEYLİKLER)
- Merkezi otoritenin zayıflaması sonucu (Türk devletleri nin zayıfladığı veya yıkıldığı dönemlerde, örneğin Kösedağ Savaşı ile Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılma sürecine girmesi sonrası) ortaya çıkmıştır.
- Parçalanma sonucu her bölgenin başındaki kişiye bey, bu sisteme ise beylik denir. Güçlenen bey, siyasi birliği sağlar ve güçlü bir devlet kurar.
- Toprak beyin malı değil, kamu malıdır. Toprakta yaşa yanlar ise özgürdür. Topraktan herkes yararlanabilir. Topraktan yararlanma hakkı üzerinde yaşayanlara aittir. Bey, halkın düzenini ve huzurunu sağlamaya çalışır.
HAÇLI SEFERLERİ (1096 – 1270)
Avrupalıların Orta Çağ’da başta Anadolu olmak üzere İslam dünyasına yönelik yaptıkları sekiz sefere“Haçlı Seferleri” denir.
HAÇLI SEFERLERİ SEBEPLERİ
DİNİ
- Hristiyanların kutsal yerleri özellikle Kudüs’ü Müslümanlardan geri almak istemesi
- Fransa’da ortaya çıkan Kluni tarikatının, Hristiyanları Müslümanlara karşı kışkırtması
- Papanın, Ortodoks Hristiyanlar üzerinde etkinlik kurmak istemesi
SİYASİ
- Türkler .karşısında zor durumda kalan Bizans İmparatorluğu’nun Avrupa’dan yardım istemesi
- Avrupalıların Türkleri Anadolu, Suriye, Filistin ve Akdeniz’den uzaklaştırmak istemesi
- Papa ve din adamlarının nüfuzlarını artırmak istemesi
- Senyör ve şövalyelerin macera arzusu
EKONOMİK VE BiLiMSEL
- Avrupalıların doğudan gelen ticaret yollarına hakim olmak istemesi
- Avrupa’da toprak sahibi olmayan soyluların toprak elde etmek istemesi
- Avrupalıların doğunun zenginliklerine sahip olmak istemesi (Coğrafi Keşiflerle ortak sebep)
HAÇLI SEFERLERİ SONUÇLARI
- Avrupa’da Kiliseye ve din adamlarına duyulan güven sarsıldı.
- Hristiyanlarca kutsal kabul edilen yerler, yine Müslümanların egemenliğinde kaldı.
- Katolik ve Ortodoks kiliseleri arasında ayrılıklar daha da derinleşti.
- Seferler sırasında birçok soylunun ölmesi üzerine feodalite rejimi zayıfladı, merkezi krallıklar güçlendi.
- Anadolu Selçuklu Devleti bir kısım topraklarını kaybetti. Türklerin batıya doğru ilerleyişleri bir süre için durdu.
- Haçlılarla yapılan mücadeleler, İslam dünyasını Moğol saldırıları karşısında güçsüz bıraktı.
- Haçlılara karşı büyük başarılar elde eden Türklerin, İslam dünya sındaki saygınlıkları arttı.
- Akdeniz ticareti gelişti.
- Bankacılık gelişti.
- Avrupa’da hayat standartları yükseldi. Ticaretle uğraşan burjuva sınıfı ortaya çıktı.
- İslam dünyası ekonomik yönden sarsıldı.
- Avrupalılar pusula, barut, kağıt ve matbaa yapımını Müslümanlardan öğrendiler.
- Avrupalılar İslam medeniyetini yakından tanıdılar ve ondan faydalanırlar.
- Avrupalılar, Türk – İslam şehirlerinde kullanılan köprü, kemer kervansaray yapım tekniklerini öğrendiler.
Haçlı Seferlerine Türkiye Selçukluları, Danişmentliler, Artuklular, Eyyubiler, Memlükler ve Musul Atabeyliği karşı koymuştur.
Papa’nın öncülüğünde İslamlaşmayı önlemek için başlatılan Haçlı Seferleri, İslamlaşmayı durduramamıştır. Fakat seferler sırasında, Hristiyanlar Müslümanlardan kağıt, matbaa, pusula gibi teknik buluşları öğrenmişlerdir. Bu buluşları zamanla geliştiren Avrupalılar, yeni bir dönem (Akıl ve Aydınlanma Çağı) başlattılar. Bu yeni dönem bir bakıma Kadim Dünya’nın da sonu olacaktır.
İlk dört sefer dini, siyasi ve ekonomik amaçlarla düzen lenmiş ve daha çok Anadolu’yu etkilemiştir. Ekonomik amaçlarla düzenlenen son dört sefer deniz yoluyla ger çekleştirilmiş; Kuzey Afrika ve Orta Doğu’yu etkilemiştir.
Haçlı Seferleri XII. yüzyılda İslam dünyasında ekonomik ve kültürel durgunluğa; toplumsal sorunlara yol açmıştır.